Ozon Tedavisi
Ozon atmosferin stratosfer tabakasındaki en önemli gazlardan biri olarak ultraviyole güneş ışınlarına karşı koruyucu bir filtre görevi görür. Bu sayede biyosferdeki biyolojik dengenin korunmasına katkıda bulunur. Oda sıcaklığında gaz halinde bulunan ozon renksizdir. Ancak fırtınalı havaların ardından deniz kıyısında ya da yüksek yerlerde hissedilebilen karakteristik bir kokusu vardır. Tıp alanında kullanılan ozon, özel jeneratörlerde saf oksijen kullanılarak üretilmektedir.
Ozon tedavisi vücuttaki tüm dokuların oksijenlendirilmesi amacıyla kandaki oksijen seviyesini yükseltme amacıyla uygulanır. Yaşlanmadan kronik sorunların tedavisine kadar birçok sorunun tedavisinde ozon tedavisinden yararlanılabilir.
Ozon tedavisi vücudu çeşitli şekillerde içten ve dıştan destekleme özelliğine sahiptir. Yaşlanma ile ilgili endişelerden kronik dejeneratif hastalıklara kadar birçok farklı fiziksel sorun ve sağlık sorunu yaşayan hastaların tedavisinde kullanılabilir.
Ozon Tedavisi Nedir?
Ozon tedavisi hem detoksifiye edici hem de iyileştirici özellikleri olan çok yönlü bir prosedürdür. Ozon vücudun kendini iyileştirme yeteneklerini güçlendiren son derece aktif bir oksijen formu olma özelliğine sahiptir. Normal oksijen moleküllerinde solumak için ihtiyaç duyulan iki oksijen atomu varken ozon moleküllerinde 3 oksijen atomu bulunur. Bu ekstra atom vücutta dolaşan oksijen miktarını artırarak tıbbi kullanıma imkan verir. Ozon aynı zamanda yerel kök hücreleri uyararak kıkırdak doku onarımında etkili olur. Ozon ayrıca intravenöz C vitamini de dahil olmak üzere herhangi bir tedaviden daha fazla antioksidan korumayı artırmaktadır.
Ozon vücutta doğal olarak bulunmakta ve beyaz kan hücreleri ozonu bağışıklık tepkisinin bir parçası olarak yapmaktadır. Ozon tedavisi kanın dezenfekte edilmesi ve kardiyovasküler hastalık, Lyme hastalığı, uçuk, otoimmün bozukluklar, diyabet, kronik hepatit ve maküler dejenerasyon gibi kronik hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Ozon Tedavisi Neden Yapılır?
Güçlü okside edici özelliklere sahip olan ozon mikroorganizmaları öldürmesinin yanı sıra fenolleri, deterjanları, pestisidleri, aromatik bileşikleri ve kimyasal atıkları nötralize etme özelliğine sahiptir.
Yaş almaya bağlı olarak reaktif oksijen türleri hücrelerde oksidatif hasar oluşmasına yol açabilir. Bu durum artmış oksidatif stres olarak adlandırılır. Ozon uygulamasının tekrarlanmasıyla antioksidan sistem güçlendirilir ve oksidatif strese karşı direnç gelişmesi sağlanır.
Ozon tedavisi özellikle yara iyileşmesi, romatizmal, iskemik ve infeksiyöz hastalıkların tedavisinde kullanılır. Kan hücrelerinin oksijen taşıma kapasitesini, elastikiyetini ve kandaki akışkanlığı artıran ozon tedavisi oksijen azlığını ortadan kaldırır. Damatlarda genişleme sağladığından damar tıkanıklıklarının giderilmesinde yardımcı tedavi olarak uygulanması gündeme gelebilir.
Ozon yağ hücreleriyle doğrudan etkileşime girmesi sonucu bölgesel yağ yıkımına ve kolesterolde azalmaya neden olur. Kireçlenme sorununda kıkırdak kaybını azaltır. Eklem içi sıvılarla kıkırdak yapımını uyarır. Bu sayede eklem ağrılarının azalmasında ve hareket kabiliyetinin artmasında rol oynar.
Ozon tedavisinin hücre ve dokulara giden kan dolaşımını hızlandırma özelliği vardır. Bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyon hastalıklarına karşı direncin artmasını sağlar. Arter ve venleri yenileyerek tansiyonun düzelmesine katkıda bulunur. Kan ve lenf sistemini temizlemesinin yanı sıra derinin üçüncü bir böbrek ya da ikinci bir akciğer sistemi gibi çalışmasında önemli bir rol oynar. Kaslarda biriken toksinlerin giderilmesi yoluyla kasları gevşetip yumuşatır ve esnekliklerini artırır. Hormon ve enzim üretiminin normal seviyede olmasını sağlar. Beyin fonksiyonları ile hafızayı güçlendirerek depresyon ve sıkıntıyı giderir. Stres hormonunu okside ettiğinden genel bir sakinlik sağlar. Böylece depresyon kaynaklı gerginliğin giderilmesinde rol oynar.
Ozon yaraları iyileştirebilme ve enfeksiyonla savaşma özelliğinden dolayı dermatolojik ve dental endikasyonlara ek olarak vücut sistemlerini etkileyen kronik enfeksiyon durumunda da kullanılır. Bakteriyel, viral ve fungal hastalıkların da ozonun antimikrobiyal özelikleriyle tedavi edilmesi mümkündür.
Ozon Tedavisi Nasıl Yapılıyor?
Ozon tedavisi farklı yöntemlerle uygulanabilir.
En yaygın kullanım yöntemi major yöntemdir. Tedavinin uygulanacağı hastadan 50 -200 ml arasında kan alınır. Tedavinin kaç seans uygulanacağı ve hangi dozda ozon uygulanacağı hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve tedavi edilmek istenilen hastalığa göre belirlenir.
Minor yöntemde hastadan 2-5 cc arası kan alındıktan sonra kişi özelinde belirlenen dozda ozonla karıştırılır ve hastaya enjekte edilir.
Ozon tedavisinde uygulanan diğer bir yöntem; rektal, vajinal ve kulak yoluna püskürtme uygulanarak vücut boşluklarına ozon verilmesidir.
Kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarına yönelik ozon tedavisinde belirli dozda ozon, hastanın tedavi edilmek istenen eklemlerine ya da kaslarındaki ağrılı bölgelere enjekte edilir.
Diyabetik ayaklarda ve iyileşmeyen yaralarda, enfeksiyonlarda, nöropatik ağrılarda, cilt lezyonlarında, dolaşım bozukluklarında ve huzursuz bacak sendromunda ozon torbası kullanılabilir.
Özellikle bası yaralarında ozon kupa yönteminin uygulanması tercih edilir.
Ozon Tedavisi Kimler İçin Uygundur?
Yardımcı ve destekleyici bir tedavi olan ozon tedavisi özellikle 30’lu yaşlarla birlikte hücre oksijenlenmesinin azalmasına bağlı olarak bu yaşları geçen hastalarda görülen hastalıklarda uygulanabilen bir yöntemdir.
Ozon tedavisi; hamileliğinin ilk 3 ayı içinde olan, kontrol altına alınamamış hipertiroidi hastalığı olan, Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz enzim eksikliği ve kan pıhtılaşma bozukluğu olanlara uygulanmaz. Kronik ve tekrarlayıcı pankreatit, sık sık yaşanan ağrılı adale krampları gibi durumlar da ozon tedavisi uygulanmasını engeller.
Ozon Tedavisi Hangi Hastalıklara İyi Gelir?
Ozon tedavisi; osteomiyelit, fistülün eşlik ettiği abse, bası yaraları, diyabetik ayak, plevral amfizem, enfekte yaralar, kronik ülserler, yanıklar, şeker hastalığı, gözde maküler dejenerasyon, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, alerji, astım, hipertansiyon, ilerlemiş iskemik hastalıklar, eklem kireçlenmeleri, kas iskelet sistemi hastalıkları, ağız boşluğundaki tekrarlayan ve kronik yaralar ile enfeksiyonlar, senil demans, erken evre böbrek yetmezliği, kansere bağlı yorgunluk durumlarında kullanılabilir.
Bunun yanı sıra; özellikle kimyasal tedavilere ve antibiyotiklere dirençli bakterilerin, mantarların, virüslerin neden olduğu hepatit, herpes ve herpes zoster enfeksiyonu, onikomikozis, kandidiyazis, kriptosporidiyozis, vajinal kandidiyazis, bartolinit, HIV-AIDS, papillomavirus enfeksiyonları, giardiyazis gibi akut ve kronik enfeksiyöz hastalıkların varlığında da ozon tedavisinden yararlanılabilir.
Multipl skleroz, Crohn hastalığı ve romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklarda da ozon tedavisi tercih edilebilir.
Amfizem, idiyopatik pulmoner fibrozis, kronik obstrüktif pulmoner hastalık ve akut respiratuar stres sendromu gibi akciğer hastalıkları ile sedef ve atopik dermatit gibi deri hastalıklarında da ozon tedavisi uygulanması gündeme gelebilir.
Ozon Tedavisi Sonrası İyileşme Süreci Nasıl Olur?
Ozon tedavisi sırasında vitamin E ve vitamin C içerikli antioksidan takviyelerin kullanımı bırakılmalıdır. Eğer kanda bu bileşikler yüksek konsantrasyonlarda olursa oksidan bir madde özelliği taşıyan ozonun etkinliğinin buna bağlı olarak da tedavinin seyrinin etkilenmesi riski vardır. Bu nedenle hastalar, bu vitaminler yönünden zengin gıdaları çok fazla tüketmemeleri konusunda uyarılmalıdırlar. Diğer bir deyişle ozon tedavisinden önce, sonra ve tedavi sırasında vitaminler ve antioksidanlar verilmemelidir.
Ozon tedavisinden istenilen etkinin elde edilebilmesi için hastalar eğer tansiyon ve şeker ilacı kullanıyorsa tedaviden en az 2 saat önce almalı ve tedavi sırasında aç olmamalıdırlar.
Ozon tedavisinden sonra çok fazla efor sarf edilmesini gerektirecek aktivitelerden kaçınılmalıdır. İçilen su miktarı artırılmalı, düzenli bir beslenme programı uygulamaya özen gösterilmelidir. Bilinçli soluk alma ve verme egzersizlerinin ozonun etkisinin daha uzun süreli olmasını sağlayacağı unutulmamalıdır. Aynı zamanda sigara kullanımı bırakılmalıdır.