Hangi Sıklıkla Spor Yapılmalı?

Hangi Sıklıkla Spor Yapılmalı?

İskelet kasının meydana getirdiği ve enerji tüketimiyle sonuçlanan vücut hareketlerine fiziksel aktivite adı verilir. Planlı, tekrarlayıcı, yapılandırılmış ve belirli amaçlara yönelik olarak yapılan hareketler ise egzersiz olarak adlandırılır. Düzenli egzersiz yapmanın nedeni yalnızca kilo vermek ya da ideal kiloyu korumak değildir. Buna ek olarak omurga sağlığının korunması ve pek çok kronik hastalığın önlenmesi için de düzenli egzersiz yapılması gereklidir. Belirli kurallar dahilinde gerçekleştirilen egzersiz aktiviteleri ise genel olarak spor olarak tanımlanır.

Hangi sıklıkla spor yapılmalı ya da haftada kaç gün spor yapılmalı sorusunun cevabı genellikle 3 ila 4 gün olsa da bu kişi özelinde değişebilen bir durumdur. Spor yapmak bireyler üzerinde biyolojik ve psikolojik yönden olumlu etkiler yaratır. Düzenli spor yapan kişilerde kolesterol, şeker hastalığı, kalp ve damar hastalıkları gibi risklerin ciddi düzeyde azaldığı bilinmektedir. 

Hangi sıklıkla spor yapılması gerektiği kişinin cinsiyeti, yaşı ve vücut yapısı gibi farklı etkenlere göre değişebilir. Ayrıca hangi egzersiz türünün tercih edildiği ve hangi amaçla yapıldığı da önemlidir.

Spor Programı Neye Göre Hazırlanmalıdır?

Spora yeni başlayan ya da antrenman programını güncellemek isteyen kişilerin spor programları hazırlanırken dikkat edilmesi gereken belirli noktalar vardır. Bu aşamada öncelikle kişi kendi vücudunu iyice tanımalıdır. Antrenman programı hazırlanmaya başlanmadan önce spor yapmaya engel bir sağlık problemi bulunmadığından emin olunmalıdır. Hazırlanan programın mutlaka kişinin yaşına, kilosuna, cinsiyetine ve metabolizmasına uygun olmasına dikkat edilmelidir. Sporun ne amaçla yapıldığı da spor programının içeriği üzerinde etkili bir unsurdur. Amacın kilo verme, kilo alma ya da kas inşa etme olmasına bağlı olarak spor yapma sıklığı değişebilmektedir.

Egzersizin Yararları Nelerdir?

Egzersizin insan vücudu üzerinde zihinsel ve fiziksel pek çok faydası vardır. Kasların gücünü, dayanıklılığı, esnekliği, zindeliği ve enerji düzeyini artıran düzenli egzersiz kilo kontrolü sağladığı gibi eklemlere binen yükü azaltır. Sağladığı faydalarla kas ağrılarının ve eklemlerdeki dejenerasyon riskinin azalmasında rol oynar. Düzenli egzersiz yapmak yalnızca eklemleri yaralanmalardan korumakla kalmaz. Aynı zamanda kemik yoğunluğunu artırarak kemiklerin güçlenmesine katkıda bulunur. Tüm bunlara ek olarak egzersiz yapmak kan basıncını düzenleyerek yüksek kolesterol ve kalp hastalığı riskini azaltır. Egzersizin diğer faydaları arasında stresi, kaygı ve depresyonu azaltması da sayılabilir.

Hangi Yaşta Hangi Spor Yapılmalı?

Hangi Yaşta Hangi Spor Yapılmalı?

Yapılacak olan egzersiz tipi özellikle çocukluk ve yaşlılık döneminde titizlikle seçilmelidir. Son yıllarda obezitenin çocuklar arasında da yaygınlaşması nedeniyle çocukluk döneminde spor yapmak giderek daha önemli bir hal alıyor. Ayrıca çocuk yaşlarda aktif olmanın ilerleyen dönemlerde de aktif olmayı ve pek çok hastalıktan korunmayı sağladığı biliniyor. Çocukluk döneminde tenis, koşu, yüzme ve futbol gibi sporlar tercih edilebilir. Ancak bu dönemde ağırlık çalışması yapılması önerilmez. Kendi vücut ağırlığıyla yapılan egzersizlerin tercih edilmesi gerekir. Bu dönemde sakatlıkların önlenmesi çok önemlidir. 7 ila 10 yaşları arasında jimnastik, tenis, futbol, yüzme ve bisiklet tercih edilebilecek sporlardır. 10 yaş üzerindeki çocuklar organize takım sporlarına yönlendirilebilir. 

Erişkinlik döneminde hangi sporun tercih edileceği belirlenirken eşlik eden bir hastalık olup olmadığı değerlendirilmelidir. Eklem sorunları, kalp, şeker hastalığı, böbrek, akciğer hastalıkları ve osteoporoz gibi sağlık sorunları yaşayan kişilerde egzersiz tipi ve süresi titizlikle belirlenmelidir.

65 yaş üzerindeki kişilerde esnekliğin, dayanıklılığın ve dengenin artırılması ve kuvvetlendirme amaçlı sporlara yönelmek önemlidir. İleri yaşlardaki kişilerde genellikle 20 dakika süreyle yapılan yürüme, yüzme ya da su içi egzersizler yeterli gelmektedir.

Egzersiz; sırt, bel ve boyun ağrılarının tedavi edilmesi sürecinde önemli bir görev üstlenmektedir. Yapılan araştırmalara göre uzun süreli yatak istirahati hastalıkların tedavi süreçlerinde psikolojik ve biyolojik yönden olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Bu yüzden önerilen hastaların tedavi sürecinin ardından günlük aktivitelerine hızlı bir şekilde dönmesidir. Ancak boyun ve bel ağrıları tedavisinin ardından hangi tür egzersizlerin, hangi süreyle ve hangi yoğunlukta uygulanması gerektiği kişi özelinde yapılan kas ve iskelet sistemi değerlendirmesinden sonra belirlenmelidir. Egzersiz programı yapılırken klinik bulgular da göz önünde bulundurulmalıdır. Uygun bir egzersiz programı belirlenmesi ve uygulanmasıyla ağrı azaltılabilir, zayıf kaslar kuvvetlendirilebilir, kaslar gevşetilebilir ve postür düzeltilebilir.

Bel ağrısı olanlarda öncelikle karın, sırt ve bel kaslarının kuvvetlenmesini sağlayacak egzersizlerin uygulanması tercih edilir. Boyun ve sırt ağrılarında kuvvetlendirme, germe ve postür egzersizlerine başlanması ve duruş bozukluklarının düzeltilmesi amaçlanır. Germe egzersizleri uygulanarak kas spazmı azaltılıp hareket genişliğini artırmak mümkündür. Zaman içerisinde egzersiz yoğunluğu artırılır. Bel ağrısı yaşayan hastalarda dönmeyi ve öne eğilmeyi gerektiren egzersizlerle kürek çekme tercih edilmez. 

Egzersiz yaparken hareketlere kısa süreli ve çok yavaş bir şekilde başlanması gerektiği unutulmamalıdır. Başlangıcın yoğun bir şekilde yapılması ağrı ve yorgunluk hissedilmesine neden olabilir. Sonuçta egzersizlerin bırakılması söz konusu olabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta kısa sürelerle olsa dahi düzenli egzersiz yapmanın ihmal edilmemesidir.

Randevu Alın

[contact-form-7 id="12468" title="Home"]

Uzmanlarımız

Sık Sorulan Sorular

Kas iskelet sistemi ile ilgili ağrı, fonksiyon kaybı, sakatlık ve yetersizliğin tedavisinde elektrik akımı, sıcak-soğuk, çeşitli frekansta ses dalgaları, manyetik alan tedavisi, hidroterapi (su tedavisi) gibi fiziksel ajan ve tekniklerin kullanılmasıdır. Fizik tedavi ağrılı durumun, özürlülük ve engelliliğin etkilerini en aza indirerek kişinin işine ve sosyal yaşama dönüşünü kolaylaştırır.

Herhangi bir nedenle engelli hale gelmiş kişileri topluma kazandırmak için uygulanan tedavilerin bütünüdür. Amaç, özürlü ve engellilere ya da değişik nedenlerle fonksiyonel bağımsızlığını yitirmiş insanlara fiziksel, ruhsal, ekonomik ve sosyal yönden olabildiğince bağımsızlık kazandırmaya çalışmaktır. Hastayla uyumlu ve kapsamlı uygulanan rehabilitasyon programı yatağa ve başkalarına bağımlı kalma süresini kısaltacak ve yaşam kalitesini yükseltecektir.

Fizyoterapistler çoğu durumda pahalı cerrahilere ihtiyaç duymadan genellikle reçeteli ilaçların yan etkilerini ve uzun süreli ilaç kullanım ihtiyacını azaltarak hastaların ağrıyı hafifletmelerine yardımcı olan ve hareketsizliği iyileştiren veya eski haline döndüren, hastalara yardımcı olabilen iyi eğitimli ve sertifikalı sağlık uzmanlarıdır.
Sağlık durumunuzun niteliğine bağlı olarak ilk randevu genellikle 30 ila 60 dakika aralığında sürer. Eğer seans süresini uzatmak isterseniz fizyoterapistiniz bu oturumların ne kadar süreceğiyle alakalı size bilgi verebilir.
Fizik tedavi uzmanı denetiminde fizyoterapistler tarafından uygulanır.
Open chat
Merhaba,
Nasıl yardımcı olabiliriz?